09 Şubat 1920
09 Şubat 1336

yirminci gün

“Vaziyette bir değişiklik yok. Kaç kaç devam ediyor. Kar, tipi, soğuk dinlemeden Dereli, Kerhan, Bertiz, Pazarcık, Göksun ve Çardak’a doğru ölümü kabullenmiş bir vaziyette gidiyorlar. Ermeniler ve Fransızlar bu kaçan kafileler üzerine mermi yağdırıyor. Kafileden ölenler oluyor. Bir meçhule doğru yol alırken bir daha memleketlerine dönüp dönemeyeceklerini de bilmiyorlar. ”
Vaziyette bir değişiklik yok. Kaç kaç devam ediyor. Kar, tipi, soğuk dinlemeden Dereli, Kerhan, Bertiz, Pazarcık, Göksun ve Çardak’a doğru ölümü kabullenmiş bir vaziyette gidiyorlar. Ermeniler ve Fransızlar bu kaçan kafileler üzerine mermi yağdırıyor. Kafileden ölenler oluyor. Bir meçhule doğru yol alırken bir daha memleketlerine dönüp dönemeyeceklerini de bilmiyorlar.
Arslan Bey etraftaki köylerden yardım kuvveti istemeye devam ediyor. Pazarcık’a dönen Yakup Hamdi çeteleri geri çağrılıyor.
Her haliyle üstünlüğü ele almış olan düşman da çekingen davranıyor, istihkâmları bırakıp şehre inmeye cesaret edemiyor.
Bu arada Fransızların çekilebileceği haberi Ermeniler tarafından çabucak duyulur. Bir grup Ermeni Amerikan misyonuna giderek haberlerin gerçeklik derecesini öğrenmeye çalışır. Amerikalılar bu haberi yalanlayarak:
Harbi kazanıyorlar nereye gidecekler.” diye Ermenilerin gönlünü alırlar.
Fransızların çekilme düşüncesini Binbaşı Ordons’tan öğrenen Amerikalılar Türklerin teslim olmaya hazır olduğunu, bu konuda Amerikan misyonunun arabuluculuğunu talep ettiklerini Fransızlara bildirirler.
Binbaşı Ordons, General’in durumu yeniden değerlendirebileceğini ifade eder. Ancak ortadateslim olunacağına dair Türk liderlerinden gelen resmi bir mektup veya belge yoktur.  Üstelik Türk tarafında teslim olmayı düşünen olmadığı gibi bunu dillendirenler hakkında da vur emri çıkmıştır.
Son gelişmeler Merkez Heyeti tarafından dikkatle takip edilir. Arslan Bey yaptığı durum değerlendirmesinde Maraş’ın düşmesi halinde düşmana Sivas yolunun açılacağını ve Kuvayı Milliye hareketinin ciddi bir tehdit ile karşı karşıya kalacağını belirtir.
Bu arada Albay Normand sabah erken saatlerden itibaren Türk mevzilerini şiddetle ara vermeden bombalamaya başlar.
Türk kuvvetlerinin bir kısmı bu bombardımana daha fazla dayanamayarak dağılır. Kalanlar ölümü göze alanlardır.
Aradaki kuvvet farkına rağmen çeteler direnmeyi bırakmamışlar, ölümüne bir kararlılıkla savunmayı sürdürmüşlerdir. Bu arada halk arasında teslim olunacağına dair söylentiler de çıkmaya başlar. Müdafa-i Hukuk Cemiyeti halkı sükûnete çağıran bir beyanname neşrederek halka metanet tavsiye eder. Teslim olunduğu takdirde yaşanması muhtemel olan katliam korkusu akılları baştan alır. Şehrin ileri gelenlerinden ve hükümet görevlilerinden birçok kişi ümitsizliğe düşerek şehri terk ederler.
İlk günden bugüne Türklerin üstünlüğü ile devam eden harp bugünden itibaren düşman lehine bir şekil almıştır. Eldeki mevzilerin çoğu düştüğü gibi Antep ve İslâhiye yolu da Fransızların kontrolüne geçmiştir. Kuzey ve batı cephesi elimizden çıkmıştır. Türk liderleri, birlikleri, aileler, kısaca tüm Maraşlı karamsar bir halde ne yapacağını bilmeden çaresizlik içinde kıvranmaktadır.
 General Keret çekilme kararının uzatılmasını, bu arada Maraş liderleri ile son bir kez bir araya gelerek özellikle Ermenilerin durumunu görüşmek ister.
Generalin düşüncesi çekilme gerçekleştirilecek olsa bile Türkleri teslim alıp düzeni sağladıktan sonra çekilmek yönünde idi. Albay Normand ise birliklerinin hiçbir sığınağı olmadan -18 derecede ordugâhta olduğunu, günde bir öğün yemek verebildiğini, hayvanların açlıktan öldüğünü belirterek 10 Şubat öğleye kadar çekilme işleminin tamamlanması gerektiğini kesin bir dil ile bildirir. General Keret çaresiz kalır ve istemeye istemeye geri çekilmeyi kabul eder.
Fransızlar tahliye işlemini büyük bir gizlilik içerisinde yaparlar. Ne Türklerin ne de Ermenilerin bundan haberdar olmalarını istemezler.
Çekilme hazırlıkları devam ederken Fransız topçusu da ara vermeden bombardımanına devam eder.  Kışladan Hükümet Binasını, Mercimektepe’den ise Bayazıtlı Mahallesi’ni göz açtırmamasına bombardıman altında tutar.
Son gelişmeler harp karşıtı olanların eline önemli bir koz verir. Bunlar ısrarla teslim olma düşüncesini dillendirmeye başlar. Ermenilerin iyice boşalmış olan Divanlı Mahallesi’ni yakıp yıkmış olmalarını da gerekçe göstererek durumu tamamen ümitsiz görmektedirler. Restebaiye ve Bektutiye Mahallesi mücahitlerine haber salarak teslim olmalarını isterler. Cephede şehir içi çatışmalarını devam ettiren çete reisleri ise bu talebi şiddetle reddederek son nefer kalana kadar harp edeceklerini, asla teslim olmayacaklarını söylerler. Teslim olma ihtimali çetelere ölümden beter gelmiştir.
“Kaç kaç” olayında şehri terk eden bazı mücahitler çoluk çocuğu çevre köylere yerleştirdikten sonra şehre geri dönerek çatışmalara dahil olurlar. Kuvvet dengesi tamamen aleyhe dönmüştür. Şehir merkezindeki direniş dışında Fransızları geri çekilmeye zorlayacak herhangi bir sebep kalmamıştır.
Durumu yakından takip eden III. Kolordu Kumandanlığı vakit geçirmeden Anadolu’nun dört bir tarafında Fransızlara karşı harekât başlatılması, düşmana korku verilmesi düşüncesini dillendirir. Aksi takdirde Maraş’ta tek bir Müslüman kalmayacaktır. Bu durumda da Maraş’ın mezartaşı kitabesine “Millet davası için beraberce öldüler.” ibaresini yazmak gerekecektir.
Bir tarafta Maraş’ın nasıl kurtulacağı hususunda planlar yapılırken diğer tarafta nasıl geri çekilebilineceği planlanmakta idi.
Albay Normand General Keret’e gönderdiği mesajda derhal geri çekilme işlemlerine başlanılmasını istiyordu. Bu soğuk ve yoklukta askerlerinin hayatı her geçen dakika daha bir zora giriyordu.
General Keret ise şehrin ileri gelenlerinin teslim olmak için fırsat bekledikleri bilgisini almıştı. Bunun için Albay Normand’dan birkaç gün de olsa bir süre istiyordu. Evet kendi kuvvetleri açlık ve sefalet içerisinde idi. Ama biliyordu ki Türklerin durumu da kendilerinden pek de farklı değildi. Cephane temin etmekte güçlük çekiyorlardı. Oysa kendilerinin elinde daha günlerce yetecek cephaneleri mevcuttu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Fransız komuta karargahında General Keret ile Albay Normand bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapar. General Keret, Türk birliklerinin dağıldığını, ismi efsaneleşen çete reislerinin tek tek yokedildiğini, halkın önemli bir kısmının şehri terk ettiğini bu nedenle bir süre daha dayanılması gerektiğini dile getirir. Albay Normand ise soğuk ve açlık karşısında askerlerinin daha fazla tahammül etmesinin imkânsız olduğunu belirterek çekilme kararında diretir. General Keret bu kesin tavır karşısında denileni yapmak zorunda kalır.
Dahiliye Nezaretine ve III. Kolordu Kumandanlığına gönderilen bugünkü raporda şu ifadelere yer verilir:
“Bu yirmi dört saat içinde gerek önceki Fransız askeri ve gerekse sonradan gelen imdat kuvveti şehri otomatik toplar ve makinalı tüfeklerle hiç durmadan bombardıman etti. Dağılanlardan geriye kalan biraz kuvvet savunmada, ölümü hiçe sayarak direnmekte, halk arasında da teslim bayrağı çekileceği söylentileri dolanmaktadır.
Bununla birlikte Millî Müdafaa Cemiyeti metanet tavsiyesiyle Allah’ın yardımına güvenerek çalışmakta ve katliam korkusu herkese dehşet vermektedir. Bombardımandan birçok kimse rahmet-i Rahman’a kavuşmuştur.”